Öğrencilerimizden Erasmus Deneyimleri
Almanya, Nürnberg
Georg-Simon-Ohm-Fachhochschule
2017- 2018 bahar döneminde, Erasmus Programı ile Georg Simon OHM Hochschule’ye gitmiş bulunmaktayım. Erasmus sürecimi değerlendirdiğimde gerek dersler gerekse sosyal hayat bakımından güzel, dolu dolu bir dönem geçirdiğimi söyleyebilirim. Öncelikle, gitmiş olduğum üniversitenin uluslararası ofisi çok aktif şekilde çalışmaktadır. Henüz Almanya’ya gitmeden beni bekleyen prosedürler hakkında olsun, yanımda getirmem gereken belgeler hakkında olsun, kısacası beni bekleyen süreç hakkındaki bilgilendirme mailleri sayesinde herhangi bir zorluk yaşamadım. Yine uluslarası ofis, dönem içinde kültürel anlamda kaynaşmayı sağlayan çeşitli etkinlikler de organize etmekteydi. Bunların yanısıra en çok merak edilen noktalardan biri olan yurt konusunda da sıkıntı yaşamadım çünkü yine gitmeden, doldurduğumuz dökümanlar ile, bazı faktörleri göz önüne alarak bizleri çeşitli yurtlara yerleştirmiş oluyorlar. Genel itibariyle okulun bulunduğu Nürnberg şehrini, değerlendirdiğimde ise yaşaması kolay, tarihi, samimi bir şehir olduğunu düşünüyorum. Bir başka nokta olan derslerin seçiminde ya da ders eşleştirme konusunda da herhangi bir sorun yaşamadım. Derslerin biraz yoğun olduğunu söyleyebilirim ancak kendini geliştirme anlamındaki katkılarını göz önüne aldığımda, buna değer şeklinde düşünmekteyim. Almancamı da geliştirmek isterim şeklinde düşünenler için ise, şehirde bizlerdeki karşılığı hemen hemen halk eğitim merkezleri olan bu yerlerde çeşitli kurslar da mevcut. Genel itibariyle Erasmusuma ilişkin izlenimlerim bu şekildeydi.
Saadet Nur KARADENİZLİ
Polonya, Krakow
AGH University of Science and Technology
2019-2020 kış dönemini Krakow’da geçirmiş biri olarak Erasmus deneyimini burada geçirmeyi düşünenler için en doğru karar olduğunu söyleyebilirim. Öncelikle şehir Polonya’nın Doğu Avrupa’nın her yerine yakın mesafede bir şehir. Bu size pek çok tarihi şehri görme fırsatını sunuyor. Kendisi de pek çok turist çeken ve her zaman vakit geçirmek için çeşitli aktiviteler bulabileceğiniz bir şehir. Canınız mı sıkıldı? Hemen Old Town a gidip meydanda bir kafede bir kahve içebilirsiniz ya da bisiklet, scooter kiralayıp şehrin eski ve tarihi sokakları arasında,Wawel Castle, Kazimierz etrafında dolaşabilirsiniz. Az nüfuslu ve sakin bir şehir burası. Tramvay, otobüs gibi ulaşım araçlarıyla her yere ulaşabilmeniz mümkün hatta uber ve bolt uygulamalarıyla her yere çok daha kolay ve ucuza gidebilrisiniz.
Yemek yapmak AGH yurtları için kolay. Özellikle Bonus ya da Kapitol yurtlarında kalan öğrenciler için en yakın market Lewiatan, ve yine bir diğer market ise Biedronka. Yaşam Türkiye ile hemen hemen aynı. Kur farkı ise Zloty kullanıldığı için çok yüksek değil. Bu da Türkiye’den giden bir öğrenci için her şeyi daha kolay kılıyor. Hibenin yetip yetmeyeceğine gelirsek, Krakow ve çevredeki birkaç turistik Avrupa şehrini (Viyana, Bratislava, Budapeşte, Berlin, Prag gibi) görmek için yeterli. Bana soracak olursanız; Amsterdam, Brüksel, Bruj, Milano, Roma, Venedik, Bologna, Floransa, Pisa, Viyana, Budapeşte, Bratislaa, Vroslav, Varşova ve Prag’ ı gezmiş biri olarak bütün bu Erasmus dönemine hibenin yetmediğini belirtmeliyim.
Bu deneyimi tatmak, yabancı öğrencilerle, kültürlerle birarada yaşamak, onlarla bir şeyler paylaşmak isteyen, yani Erasmus’u yaşamak isteyenlere Krakow’u sonuna kadar öneririm!
Ayşecan KAYA
kayaysecan (at) gmail.com
Portekiz, Oporto
Universidade Catolica Portuguesa
Merhaba arkadaşlar, öncelikle Porto şehrine Erasmus programıyla 2018 yılının 2. Döneminde gittim. Gitmeden önce aklımda birçok soru vardı. Nasıl bir şehir,nasıl bir kültürleri var çok bilgim yoktu. Eren Hocam ile görüştüm ancak geçmiş senelerde orayı tercih eden çok az kişi vardı. Bu yazımı da aslında ben Porto’ya giden biri ile görüşsem ne sorarım sorusunu temel alarak yazıyorum. Öncelikle buradan vizenizi alıp gidiyorsunuz. Ben gitmeden önce ’Uniplaces ’ isimli internet sitesinden 3 odalı bir evin tek odasını kiralamıştım çünkü Porto’daki okulda maalesef yurt bulunmuyor. Porto ucuz bir şehir olduğundan oda tutmanın pahalı olmadığını ve hemen hemen öğrenci yurtları ile aynı miktarda olduğunu söyleyebilirim.
Okula yakın da otursanız merkeze yakın da otursanız ulaşım konusunda hiçbir sorun yaşamazsınız çünkü metro ve otobüs ile Porto’da her yere kolayca gidebilirsiniz. Okuldan bahsedecek olursak, okul konum olarak da, olanakları olarak da çok güzel bir okul. Foz kampüsünde yer alıyor. Yürüyerek kumsala ve okyanusa gitmek 5 dakika. Otobüs durakları kampüse çok yakın, etrafında birçok restoran bulunuyor. Okuldaki öğrenciler ve öğretmenler çok sıcakkanlı, her konunuzda size yardımcı oluyorlar ki Portodaki herkes sıcakkanlı diyebilirim. Ancak okulun tabiki biraz zorlayıcı kısımları var özellikle derse katılım ve derslerin zorluğu konusunda. Erasmus’ta birçok yerde yoklama alınmazken Porto’da yoklamadan dolayı her derse gitmek zorundasınız ve diğer ülkelere göre bir tık daha zor diyebilirim ama size Avrupadaki en eğlenceli şehir olduğunun garantisini verebilirim. Kendi zevkinize göre birçok hobi bulabilirsiniz.
Porto, okyanusun kenarında bir şehir ve benim de spor dallarına özellikle voleybola ilgim vardı. Haftaiçi ve haftasonu bisikletinizi alıp,kumsala gidip orada tanıştığınız insanlarla sohbet edip, plajda güneşlenip ve voleybol oynayıp zaman geçirebiliyorsunuz. Hatta sörf yapmayı denemenizi öneririm çünkü ülkemizde veya Avrupada pek yapabileceğiniz bir spor dalı değil. Haftasonları sörf kursları oluyor eğer beğenirseniz o kurslara da katılabilirsiniz, Erasmus kartınızla indirim de yapıyorlar. Spor dışında, okulda Erasmus programıyla gelen kişi sayısı yerel öğrenci sayısından daha fazlaydı.Türk olarak da 2 kişiydik ki bence bu da çok güzel bir avantaj. Dilinizi geliştirme imkanınız daha fazla ve yabancı arkadaş edinme olanağınız da daha fazla oluyor. Erasmus Topluluğu’nun düzenlediği birçok parti ve gezi oluyor. Bu etkinliklere katılmanızı kesinlikle öneririm çok fazla arkadaş ediniyorsunuz ve çok fazla eğleniyorsunuz. Porto, Avrupanın diğer büyük şehirlerine kıyasla hem yiyecek hem barınak anlamında çok ucuz bir şehir. Bunun yanında, birçok Avrupa şehrine ucuz uçak biletleri de bulmanız mümkün. Bunun avantajını Avrupanın diğer şehirlerine Erasmus’a giden arkadaşlarınızdan öğrenebilirsiniz çünkü uçak biletine vereceğiniz miktarı, gideceğiniz şehirlerde harcama fırsatı doğuyor aksi takdirde gideceğiniz şehirde bir şeylerden mahrum kalabilirsiniz. Bana göre Erasmus’ta gideceğiniz şehre karar vermenin en önemli kriterlerinden biri, o şehrin sahip olduğu hem kültürel hem de sosyal özellikleridir. Porto’nun sahip olduğu özelliklerden ve kültüründen bahsetmek istiyorum. Portoda birçok karnavala denk geliyorsunuz. İnsanlar bu karnavallara birçok farklı ülkeden geliyorlar. Ayrıca şehrin içinde gezebileceğiniz birçok turistik noktalar var. Öte yandan, şehrin içinde kendi ruh halinize göre gidebileceğiniz yerler de var. Eğer bir şeyler içip, güneşin batışını izlemek isterseniz Ribeira bölgesine gidebillirsiniz, kumsalda eğlenmek,arkadaş edinmek ve okyanusta zaman geçirmek isterseniz Matosinho’a gidebilirsiniz gibi birçok aktivitede bulunabilirsiniz. Özetle Porto’da, hem geleneksel hem de modern anlayışın karışımını görebilirsiniz. Aklınızda canlanması için birkaç fotoğraf da paylaşağım hem okuldan hem de Porto’dan ama bana Erasmusa tekrar gitme hakkı verseler şüphesiz tekrar Porto’yu seçerim. Bu yüzden de size Porto’ya gitmenizi gönül rahatlığıyla önerebilirim. Son olarak, sizin için en iyi Erasmus’u diliyorum. Umarım gittiğiniz yerde çok mutlu olursunuz ve bolca eğlenir, güzel anılar biriktirir, birçok arkadaş edinirsiniz.
Fırat ERÇEVİK
FiratErcevik1997 (at) hotmail.com
Polonya, Krakow
AGH University of Science and Technology
Bence imkanlar dahilinde her öğrenci muhakkak yurt dışını görmelidir. Ben de bu doğrultuda Erasmus Öğrenci Değişim Programı’na başvurumu yaptım. İlk başlarda bir çekingenliğim vardı. Yapabilir miyim? veya Nasıl yaparım? gibi. Başvurum sonucunda Polonya-Krakow AGH üniversitesine yerleştim. Bundan sonra hareketlilik başladı. Vize görüşmesi, uçak biletleri, karşı okuldan istenen belgeler derken zamanın çabucak aktığını hissetim ve beklenen gün geldi. Yolun uzun olacağını bildiğim için yanıma vakit geçirebileceğim eşyalar da aldım. Krakow’a vardığımda ESN Topluluğundan bir mentor karşıladı ve yurda yerleşmemde de çok yardımı oldu çünkü Polonya’nın yaşlı kesimi İngilizce bilmediği için zorluk yaşayacaktım. İlk 2-3 hafta İngilizce konuşmaktan çekindim ama diğer öğrencilerin de çok iyi olmadıklarını görünce rahatça konuşmaya başladım. Çünkü anlatmak istediklerinizi her şekilde anlatabilirsiniz İngilizcenizin mükemmel olmasına gerek yok.
Bir başka sıkıntı yemek konusu tabi ki. Ben genellikle tavuk ve sebze tükettim. Tavuk, etten biraz daha ucuz olduğu için bir de ?. Yerel yemekler gayet lezzetliydi. Yurtta her imkan mevcut. Mutfak, çamaşır ve kurutma makineleri ve bizi kaldığımız yurda ait bir de spor odası vardı. Tabi bir de sosyal hayatı var. Her gece çeşitli eğlenceler mevcut.
Eğitim ise gayet rahat. Akademisyenler de bizim anlayabileceğimiz şekilde konuşuyorlardı. Derslerde sıkıntı yaşadığımızda yardımcı olmaya çalışıyorlardı.
Şehir için ulaşım gayet gelişmişti. Her yere otobüs veya tramvay ile gidilebiliyordu. Tek sıkıntı ara ara bilet kontrolü oluyordu ve biletsiz yakalanıldığında yüklü bir ceza ödetiyorlar. İnsanları genel olarak soğuk davranıyorlar. Hatta zaman zaman ırkçılığa bile maruz kaldık ama bunu yapan az bir kesim mevcut.
